|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
doing away with i.
|
tasfiye |
|
2 |
Genel |
do away with f.
|
icabına bakmak |
|
3 |
Genel |
do away with f.
|
feshetmek |
|
4 |
Genel |
make away with f.
|
öldürmek |
|
5 |
Genel |
have it away with somebody f.
|
mercimeği fırına vermek |
|
6 |
Genel |
run away with f.
|
alıp kaçmak |
|
7 |
Genel |
make away with f.
|
alıp götürmek |
|
8 |
Genel |
do away with f.
|
defterini dürmek |
|
9 |
Genel |
do away with f.
|
yürürlükten kaldırmak |
|
10 |
Genel |
do away with f.
|
kaldırmak |
|
11 |
Genel |
do away with f.
|
yok etmek |
|
12 |
Genel |
get away with f.
|
yapılan iş yanına kar kalmak |
|
13 |
Genel |
make away with f.
|
ortadan kaldırmak |
|
14 |
Genel |
make away with f.
|
yürütmek |
|
15 |
Genel |
get away with it f.
|
ettiği yanına kar kalmak |
|
16 |
Genel |
make away with f.
|
yok etmek |
|
17 |
Genel |
do away with f.
|
işini bitirmek |
|
|
18 |
Genel |
break away with someone f.
|
ipleri koparmak |
|
19 |
Genel |
walk away with f.
|
yürütmek |
|
20 |
Genel |
do away with f.
|
öldürmek |
|
21 |
Genel |
do away with somebody f.
|
canına kıymak |
|
22 |
Genel |
do away with f.
|
ortadan kaldırmak |
|
23 |
Genel |
make away with f.
|
kurtulmak |
|
24 |
Genel |
run away with f.
|
kaçmak (aşığı ile) |
|
25 |
Genel |
run away with f.
|
kaçmak |
|
26 |
Genel |
walk away with f.
|
çalmak |
|
27 |
Genel |
run away with f.
|
en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda) |
|
28 |
Genel |
do away with f.
|
durdurmak |
|
29 |
Genel |
walk away from the accident with only minor injuries f.
|
hafif sıyrıklarla kurtulmak |
|
30 |
Genel |
walk away from the accident with only minor injuries f.
|
hafif sıyrıklarla atlatmak |
|
31 |
Genel |
do away with f.
|
izale etmek |
|
32 |
Genel |
get away with f.
|
çalıntıyla birlikte kaçmak |
|
33 |
Genel |
get away with f.
|
cezasını görmemek |
|
34 |
Genel |
get away with f.
|
bedelini ödememek |
|
35 |
Genel |
get away with f.
|
çalıp kaçmak |
|
36 |
Genel |
get away with f.
|
cezalandırılmamak |
|
37 |
Genel |
get away with f.
|
yanına kar kalmak |
|
|
38 |
Genel |
run away with f.
|
çalmak |
|
39 |
Genel |
run away with f.
|
alıp götürmek |
|
40 |
Genel |
get away with f.
|
yanına kalmak |
|
41 |
Genel |
come away with someone f.
|
birisiyle seyahat etmek |
|
42 |
Genel |
run away/elope with a man she met online/on internet f.
|
internette tanıştığı adama kaçmak |
|
43 |
Genel |
run away/elope with a man she met online/on internet f.
|
internetten tanıştığı adama kaçmak |
|
Phrasals |
|
44 |
Öbek Fiiller |
make away with f.
|
öldürmek |
|
45 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
aceleyle götürmek |
|
46 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
aşırmak |
|
47 |
Öbek Fiiller |
make away with f.
|
hakkından gelmek |
|
48 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
ele geçirmek |
|
49 |
Öbek Fiiller |
make away with f.
|
harcamak |
|
50 |
Öbek Fiiller |
make away with f.
|
araklamak |
|
51 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak |
|
52 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
performansıyla göze çarpmak |
|
53 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
diğerlerini gölgede bırakmak |
|
54 |
Öbek Fiiller |
send someone away with something f.
|
birini bir şey ile yollamak/göndermek |
|
55 |
Öbek Fiiller |
do away with something f.
|
bir şeyden kurtulmak |
|
56 |
Öbek Fiiller |
do away with something f.
|
başından savmak |
|
57 |
Öbek Fiiller |
do away with something f.
|
defetmek |
|
58 |
Öbek Fiiller |
be done away with f.
|
geçersiz kılınmak |
|
59 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
geride bırakmak |
|
60 |
Öbek Fiiller |
do away with (oneself) f.
|
intihar etmek |
|
61 |
Öbek Fiiller |
walk away with f.
|
kolayca kazanmak (ödülü/yarışmayı) |
|
62 |
Öbek Fiiller |
be done away with f.
|
lağvedilmek |
|
63 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
kontrolünü (bir şeye) bırakmak |
|
64 |
Öbek Fiiller |
walk away with something f.
|
kolayca kazanmak/yenmek |
|
65 |
Öbek Fiiller |
run away with someone f.
|
(sevgili vb.) birisiyle kaçmak |
|
66 |
Öbek Fiiller |
get away with something f.
|
(birinin yaptığı bir şey) yanına kar kalmak |
|
67 |
Öbek Fiiller |
be done away with f.
|
(kurum) kaldırılmak |
|
68 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
yenmek |
|
69 |
Öbek Fiiller |
go away with (someone) f.
|
(biriyle) çıkıp gitmek |
|
70 |
Öbek Fiiller |
go away with (someone) f.
|
(biriyle) gitmek |
|
71 |
Öbek Fiiller |
go away with (someone) f.
|
(biriyle) tatile çıkmak/gitmek |
|
72 |
Öbek Fiiller |
get away with f.
|
tüketmek |
|
73 |
Öbek Fiiller |
get away with f.
|
tüketerek bitirmek |
|
74 |
Öbek Fiiller |
get away with f.
|
yiyip bitirmek |
|
75 |
Öbek Fiiller |
get away with f.
|
içip bitirmek |
|
76 |
Öbek Fiiller |
run away with f.
|
sınırların ötesine taşımak |
|
77 |
Öbek Fiiller |
walk away with (someone or an animal) f.
|
(biriyle/bir hayvanla) yürüyüp gitmek |
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
walk away with (someone or an animal) f.
|
(biriyle/bir hayvanla) birlikte yürümek |
|
79 |
Öbek Fiiller |
walk away with (someone or an animal) f.
|
(birini/bir hayvanı) alıp gitmek |
|
80 |
Öbek Fiiller |
walk away with (someone or an animal) f.
|
(birini/bir hayvanı) alıp götürmek |
|
81 |
Öbek Fiiller |
walk away with (someone or an animal) f.
|
(birine/bir hayvana) öncülük etmek |
|
82 |
Öbek Fiiller |
walk away with (someone or an animal) f.
|
(birini/bir hayvanı) önüne katıp götürmek |
|
83 |
Öbek Fiiller |
come away with f.
|
ile seyahat etmek |
|
84 |
Öbek Fiiller |
come away with f.
|
ile uzağa gelmek/gitmek |
|
85 |
Öbek Fiiller |
come away with (one) f.
|
(biriyle) seyahat etmek |
|
86 |
Öbek Fiiller |
do away with (someone, something, or oneself) f.
|
(kendini, birini, bir şeyi) öldürmek |
|
87 |
Öbek Fiiller |
do away with (someone, something, or oneself) f.
|
icabına bakmak |
|
88 |
Öbek Fiiller |
do away with (someone, something, or oneself) f.
|
işini bitirmek |
|
89 |
Öbek Fiiller |
do away with (someone, something, or oneself) f.
|
intihar etmek |
|
90 |
Öbek Fiiller |
do away with (something) f.
|
(bir şeyi) durdurmak |
|
91 |
Öbek Fiiller |
do away with (something) f.
|
(bir şeyi) kaldırmak |
|
92 |
Öbek Fiiller |
do away with (something) f.
|
(bir şeye) son vermek |
|
93 |
Öbek Fiiller |
do away with (something) f.
|
(bir şeyden) kurtulmak |
|
94 |
Öbek Fiiller |
get away with someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle kaçmak |
|
95 |
Öbek Fiiller |
get away with someone or something f.
|
birini/bir şeyi alıp kaçmak |
|
96 |
Öbek Fiiller |
go away with f.
|
ile çıkıp gitmek |
|
97 |
Öbek Fiiller |
go away with f.
|
ile gitmek |
|
98 |
Öbek Fiiller |
go away with f.
|
ile tatile çıkmak/gitmek |
|
99 |
Öbek Fiiller |
go away with someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle çıkıp gitmek |
|
100 |
Öbek Fiiller |
go away with someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle gitmek |
|
101 |
Öbek Fiiller |
go away with someone or something f.
|
birini/bir şeyi alıp gitmek |
|
102 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(biriyle) kaçmak |
|
103 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(biriyle) sıvışmak |
|
104 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(biriyle) kaçıp gitmek |
|
105 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(sevgilisiyle) birlikte kaçmak |
|
106 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(birinin) duygularını/düşüncelerini ele geçirmek |
|
107 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(birinin) duygularını/düşüncelerini kontrolü altına almak |
|
108 |
Öbek Fiiller |
run away with (one) f.
|
(birinin) duygularını/düşüncelerini etkisi altına almak |
|
109 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak |
|
110 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir oyunu, yarışı) alıp götürmek |
|
111 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir şeyde) en iyi performansı göstermek/kolayca başarı elde etmek |
|
112 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir fikre, inanca) kapılmak |
|
113 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir şeyin) doğru/gerçek olabileceğine inanmak |
|
114 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir şey) fikrine/sanısına kapılmak |
|
115 |
Öbek Fiiller |
run away with (something) f.
|
(bir şey) olduğunu zannetmek |
|
116 |
Öbek Fiiller |
send away with f.
|
ile yollamak/göndermek |
|
Phrases |
|
117 |
İfadeler |
with a wish locked away inside expr.
|
içe hapsedilmiş bir arzu ile |
|
118 |
İfadeler |
with a wish locked away inside expr.
|
içe gömülmüş bir arzu ile |
|
Proverb |
|
119 |
Atasözü |
while two dogs are fighting for bone, a third one runs away with it
|
iki kişi bir şey için kavga ederken/çekişirken üçüncü kişi o şeyi alır gider |
|
Colloquial |
|
120 |
Konuşma Dili |
make away with f.
|
çalıp götürmek |
|
121 |
Konuşma Dili |
make away with f.
|
çalıp kaçmak |
|
122 |
Konuşma Dili |
make away with f.
|
ile ortadan kaybolmak |
|
123 |
Konuşma Dili |
make away with f.
|
kaldırıp götürmek |
|
124 |
Konuşma Dili |
get away with it f.
|
yakayı ele vermeden kaçmak |
|
125 |
Konuşma Dili |
run away with the idea f.
|
düşüncesine kapılmak |
|
126 |
Konuşma Dili |
run away with the idea f.
|
fikrine kapılmak |
|
127 |
Konuşma Dili |
run away with the idea f.
|
yanlış yönlendirilmek |
|
128 |
Konuşma Dili |
run away with the idea f.
|
sanısına kapılmak |
|
129 |
Konuşma Dili |
run away with the idea f.
|
olduğunu sanmak |
|
130 |
Konuşma Dili |
run away with the idea f.
|
olduğunu zannetmek |
|
131 |
Konuşma Dili |
run away with the notion f.
|
düşüncesine kapılmak |
|
132 |
Konuşma Dili |
run away with the notion f.
|
fikrine kapılmak |
|
133 |
Konuşma Dili |
run away with the notion f.
|
yanlış yönlendirilmek |
|
134 |
Konuşma Dili |
run away with the notion f.
|
sanısına kapılmak |
|
135 |
Konuşma Dili |
run away with the notion f.
|
olduğunu sanmak |
|
136 |
Konuşma Dili |
run away with the notion f.
|
olduğunu zannetmek |
|
137 |
Konuşma Dili |
get carried away with (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kendini kaptırmak |
|
138 |
Konuşma Dili |
get carried away with (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kapılmak |
|
139 |
Konuşma Dili |
get carried away with (someone) f.
|
(bir şeyi) abartmak |
|
140 |
Konuşma Dili |
have it away (with someone) f.
|
(biriyle) mercimeği fırına vermek |
|
141 |
Konuşma Dili |
have it away (with someone) f.
|
(biriyle) işi pişirmek |
|
142 |
Konuşma Dili |
have it away (with someone) f.
|
(biriyle9 yatmak |
|
143 |
Konuşma Dili |
have it away (with someone) f.
|
(biriyle) cinsel ilişkiye girmek |
|
144 |
Konuşma Dili |
have it away with f.
|
ile mercimeği fırına vermek |
|
145 |
Konuşma Dili |
have it away with f.
|
ile işi pişirmek |
|
146 |
Konuşma Dili |
have it away with f.
|
ile yatmak |
|
147 |
Konuşma Dili |
have it away with f.
|
ile cinsel ilişkiye girmek |
|
148 |
Konuşma Dili |
get away with you! expr.
|
hadi be ordan! |
|
149 |
Konuşma Dili |
get away with you! expr.
|
külahıma anlat! |
|
150 |
Konuşma Dili |
get away with you! expr.
|
yok yaa! |
|
151 |
Konuşma Dili |
get away with you! expr.
|
yok devenin nalı! |
|
152 |
Konuşma Dili |
away with (someone or something) expr.
|
git |
|
153 |
Konuşma Dili |
away with (someone or something) expr.
|
git buradan |
|
154 |
Konuşma Dili |
away with (someone or something) expr.
|
çık dışarı |
|
155 |
Konuşma Dili |
away with (someone or something) expr.
|
çık git buradan |
|
156 |
Konuşma Dili |
away with something expr.
|
yeter, bıktım bu şeyden |
|
157 |
Konuşma Dili |
away with something expr.
|
bir şeyi gözüm görmesin |
|
158 |
Konuşma Dili |
away with something expr.
|
bir şey defolsun gitsin |
|
159 |
Konuşma Dili |
you won't get away with it [cliché] expr.
|
paçayı kurtaramayacaksın |
|
160 |
Konuşma Dili |
you won't get away with it [cliché] expr.
|
yakayı sıyıramayacaksın |
|
161 |
Konuşma Dili |
you won't get away with it [cliché] expr.
|
bu yanına kar kalmaz |
|
162 |
Konuşma Dili |
you won't get away with it [cliché] expr.
|
kaçışın/kurtuluşun yok |
|
163 |
Konuşma Dili |
you won't get away with this [cliché] expr.
|
paçayı kurtaramayacaksın |
|
164 |
Konuşma Dili |
you won't get away with this [cliché] expr.
|
yakayı sıyıramayacaksın |
|
165 |
Konuşma Dili |
you won't get away with this [cliché] expr.
|
bu yanına kar kalmaz |
|
166 |
Konuşma Dili |
you won't get away with this [cliché] expr.
|
kaçışın/kurtuluşun yok |
|
167 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with it [cliché] expr.
|
kaçışın/kurtuluşun yok |
|
168 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with it [cliché] expr.
|
paçayı kurtaramayacaksın |
|
169 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with it [cliché] expr.
|
yakayı sıyıramayacaksın |
|
170 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with it [cliché] expr.
|
yaptığın cezasız kalmayacak |
|
171 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with it [cliché] expr.
|
yaptığın yanına kar kalmayacak |
|
172 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with this [cliché] expr.
|
kaçışın/kurtuluşun yok |
|
173 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with this [cliché] expr.
|
paçayı kurtaramayacaksın |
|
174 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with this [cliché] expr.
|
yakayı sıyıramayacaksın |
|
175 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with this [cliché] expr.
|
yaptığın cezasız kalmayacak |
|
176 |
Konuşma Dili |
you'll never get away with this [cliché] expr.
|
yaptığın yanına kar kalmayacak |
|
Idioms |
|
177 |
Deyim |
be carried away with one's temper f.
|
ağzından çıkanı kulağı işitmemek |
|
178 |
Deyim |
make away with f.
|
altından girip üstünden çıkmak |
|
179 |
Deyim |
send somebody away with a flea in their ear f.
|
birisini kovmak |
|
180 |
Deyim |
make away with f.
|
birini satmak |
|
181 |
Deyim |
send somebody away with a flea in their ear f.
|
başından kovmak |
|
182 |
Deyim |
make away with f.
|
birinden kurtulmak |
|
183 |
Deyim |
make away with f.
|
birini ekmek |
|
184 |
Deyim |
get away with murder f.
|
cezasız kalmak |
|
185 |
Deyim |
send somebody away with a flea in their ear f.
|
defetmek |
|
186 |
Deyim |
be away with the fairies f.
|
hafif kaçık olmak |
|
187 |
Deyim |
get away with murder f.
|
her şeyi yapıp cezalandırılmamak |
|
188 |
Deyim |
be away with the fairies f.
|
hayal dünyasında olmak |
|
189 |
Deyim |
send someone away with a flea in his ear f.
|
kulağını bükmek |
|
190 |
Deyim |
send somebody away with a flea in their ear f.
|
kapı dışarı etmek |
|
191 |
Deyim |
make away with f.
|
tüketmek |
|
192 |
Deyim |
make away with f.
|
yok etmek |
|
193 |
Deyim |
get away with murder f.
|
yapılan bir hatanın cezasını çekmemek |
|
194 |
Deyim |
get away with something f.
|
yaptığı yanına kar kalmak |
|
195 |
Deyim |
get away with murder f.
|
yanına kar kalmak |
|
196 |
Deyim |
get away with murder f.
|
(cinayet) yanına kar kalmak |
|
197 |
Deyim |
get away with blue murder f.
|
yapılan bir hatanın cezasını çekmemek |
|
198 |
Deyim |
not let someone get away with something f.
|
yanına bırakmamak |
|
199 |
Deyim |
give with one hand and take away with the other f.
|
bir elle verdiğini öbür elle almak |
|
200 |
Deyim |
make away with (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak |
|
201 |
Deyim |
make away with (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) alıp/çalıp götürmek |
|
202 |
Deyim |
make away with (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ortadan kaybolmak |
|
203 |
Deyim |
run away with (one's) tail between (one's) legs f.
|
kuyruğunu kıstırıp kaçmak |
|
204 |
Deyim |
run away with (one's) tail between (one's) legs f.
|
kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp kaçmak |
|
205 |
Deyim |
run away with (one's) tail between (one's) legs f.
|
utanarak kaçmak |
|
206 |
Deyim |
run away with (one's) tail between (one's) legs f.
|
süklüm püklüm kaçmak |
|
207 |
Deyim |
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] f.
|
(birini) kovmak |
|
208 |
Deyim |
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] f.
|
(birini) defetmek |
|
209 |
Deyim |
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] f.
|
(birini) kapı dışarı etmek |
|
210 |
Deyim |
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] f.
|
(birini) başından kovmak |
|
211 |
Deyim |
away with the fairies s.
|
aklını kaçırmış |
|
212 |
Deyim |
away with the fairies s.
|
aklı uçmuş |
|
213 |
Deyim |
away with the fairies s.
|
aklı başından gitmiş |
|
214 |
Deyim |
away with the fairies expr.
|
hayaller aleminde |
|
215 |
Deyim |
away with the fairies expr.
|
hayal dünyasında |
|
Speaking |
|
216 |
Konuşma |
there are things you can get away with expr.
|
bu dünyada yanına kar kalacak şeyler vardır |
|
217 |
Konuşma |
I can't let you get away with it expr.
|
bunun yanına kalmasına izin veremem |
|
218 |
Konuşma |
you'll never get away with it expr.
|
bu yanına kar kalmaz |
|
219 |
Konuşma |
you'll never get away with it expr.
|
kaçışın/kurtuluşun yok |
|
220 |
Konuşma |
you'll never get away with it expr.
|
paçayı kurtaramayacaksın |
|
221 |
Konuşma |
he didn’t get away with it expr.
|
yaptıkları yanına kalmadı |
|
222 |
Konuşma |
you'll never get away with it expr.
|
yakayı sıyıramayacaksın |
|
223 |
Konuşma |
you'll never get away with it expr.
|
yaptığın cezasız kalmayacak |
|
224 |
Konuşma |
you'll never get away with it expr.
|
yaptığın yanına kar kalmayacak |
|
Trade/Economic |
|
225 |
Ticaret/Ekonomi |
make away with valuables f.
|
değerli şeyleri çalıp gitmek |
|
226 |
Ticaret/Ekonomi |
do away with f.
|
tasfiye etmek |
|
Slang |
|
227 |
Argo |
get away with you! expr.
|
bırak şimdi bu ayakları! |
|
British Slang |
|
228 |
İngiliz Argosu |
away with the mixer expr.
|
ayağı yere basmayan |
|
229 |
İngiliz Argosu |
away with the mixer expr.
|
hayaller aleminde |
|